Marcus Aurelius

Bu gün size Marcus Aurelius'dan bahsetmek istiyorum. O da kim diyeceksiniz. Kendisi MS 2. yüzyılda yaşamış bir Roma imparatoru. MS 177 yılında ölmüş. Roma'nın altın çağlarında, zirvede olduğu zamanlarda Roma imparatorluğunu yöneten bir "bilge kral". Başarılı bir siyasetçi ve komutan olmasının yanısıra, aldığı derin eğitim sayesinde felsefe alanındaki yetkinliği ile filozof imparator olarak da biliniyor.

12 kitaplık "Ta eis Eauton (kendime düşünceler)" adını verdiği eser, antik çağın en önemli felsefe eserleri arasında sayılıyor.

Aurelius'un bu eserinin bir kısmı "Düşünceler" ya da "Kendime düşünceler" adı ile Türkçe'ye çevrildi. Aşağıda alfa yayınlarından çıkan Furkan Akderin çevirisinden alıntılar bulacaksınız. Yapı Kredi yayınlarından da çıktı, hatta onu tercih etmekte fayda var. Fakat, şimdilik elimde olan ALFA yayınlarının yayınladığı kitap.

Son zamanlarda hayranlıkla okuduğum bu kitap, hastalıktan sonra öğrendiğim bir çok şeyi doğrular nitelikte. Ben de sizlerle paylaşmak istedim. Gelin şimdi, şöyle yapalım; Ben sorularımı sorayım, Marcus Aurelius, bu bilge imparator, benim hocam olsun ve bana yaklaşık 2,000 yıl önceden cevap versin. Bakalım ne diyeceksiniz bu işe..

Değerli hocam, neden bu felaket benim başıma geldi ? Çok mu talihsizim yoksa kaderim mi kötü?

Dalgaların gelip çarptıkları bir kaya kadar sağlam olmaya çalış, suların sakinleşmesini bekle. "Ben ne kadar şanssızım. Bak bu olay benim başıma geldi.." ya da aksine "Ne kadar da şanslıyım, başıma gelen bu şey beni utandırmıyor, ne şimdiden ne de gelecekten korkuyorum" diye düşünüyorsun.

Böyle bir şanssızlık herkesin başına gelebilir, ancak herkes üzüntüye kapılmadan yaşayamaz. O halde buna neden şanssızlık diyoruz, bu pekala şans değil mi? Belki de sen bir insanın şanssızlığını kendi doğasıyla uyum içinde yaşamamasından başka bir nedene bağlıyorsundur. ...Peki başına gelen şey senin adaletli, bilge, ihtiyatlı, dikkatli, içten, duygularına hakim özgür bir insan olmanı veya insan doğasının ortaya çıkmasını, kendine özgü amaca ulaşmanı sağlayacak olan diğer niteliklere sahip olmanı engelleyebildi mi?
O halde karşılaştığım her güçlükte şöyle bakmalıyım: Bu yaşadığım şey şanssızlık değil fakat ona katlanabiliyor olmak bir şanstır.

Hocam, pek anlamadım.. Nasıl böyle bir acı şans olur?

İnsan ruhu evrende kendi elinde olmasına rağmen kendisini bir yaraya ya da bir ura dönüştürürse, kendini küçük düşürmüş olur. Yaşadığımız bir şeye kızmak evrensel doğaya aykırıdır. Çünkü evrensel doğa tüm varlıkların doğalarını içinde bulundurur. Bir insana kin duyduğumuzda ya da ona öfkelenip zarar vermek amacıyla üzerine yürüdüğümüzde kendimizi küçük düşürürüz. Bir zevke ya da acıya yenilirsek de kendimizi küçük düşürürüz. ..en küçük hareketimizi bile yaptığımız şeyin farkında olarak yapmalıyız. Çünkü aklı olan varlıkların amacı en saygın aklın yasalarına uygun davranmaktır.

Bazı hastalar duydum hocam..myeloma'ya hiç aldırmıyorlarmış.

Hiç kimsenin başına dayanamayacağı bir şey gelmez. Birinin başına gelen, diğerinin de başına gelebilir. Fakat kimileri başına gelenin farkına varmadığı için, kimileriyse daha güçlü görünmek için olanlardan etkilenmemiş gibi görünür. Bilgisizliğin ve kibirliliğin bazen bilgelikten daha güçlü olması ne kadar da ilginç.

Hastalık insanı değiştirir mi hocam?

Olup bitenler tek başlarına ruhu etkileyemezler, ruhun içine giremezler, onu dönüşüme uğratamazlar. Ruh kendi kendini dönüşüme uğratabilir. Ruh için olaylar, kendine yakıştığını düşündüğü kararlar tarafından biçimlendirildiği gibidir.

Peki ya pes etmek?

Beden savaşmaya devam ederken ruhun savaşı bırakması büyük bir utanç kaynağıdır.

Doktorun bu oyundaki rolü nedir hocam ?

Gemiciler kaptan hakkında, hastalar hekim hakkında kötü konuşuyorlarsa, kaptan gemicileri, hekim de hastaları kurtaramaz.

Peki bütün bu olanlardan ne anlamalıyım?

Kötü bir şey yaşadığında, benzeri şeyleri yaşayıp üzülen ve şaşıran insanları düşün. Peki bu insanlar şimdi nerede?
Hiç bir yerde olmadıklarına göre senin de doğana aykırı bu düşüncelerden sıyrılıp, yaşadıklarından nasıl faydalanacağını düşünmen gerekir. Böylece kaderini bir malzemeye dönüştürebilirsin. Sadece yaptığın şeylere güzel bir görüntü vermeye çalış ve şunu aklından çıkarma: Nasıl davrandığın ahlaksal bakımdan önemlidir ancak kullandığın malzeme tek başına iyi veya kötü olamaz.

Sanırım ölüme diğer insanlardan daha yakınız artık..

Doğum ve ölüm doğanın sırlarıdır. Benzeri öğeler birleşir ve dağılırlar. O halde bunda utanacak bir şey yok. Çünkü doğamıza ve yapımıza aykırı bir şey olmuyor.
Bir tanrı sana yarın veya bir sonraki gün öleceğini söylerse, eğer korkak değilsen yarın ya da sonraki gün olması senin için farketmez. Zaten arada büyük bir fark yok. aynı şekilde yarın mı yoksa uzun yıllar sonra mı öleceğinin de pek fazla bir önemi yok.
Epiktetos'un sürekli olarak yinelediği gibi "Sen bir ölünün ağırlığını taşıyan yumuşak bir ruhsun."

Umarım siz de benim kadar sevmişsinizdir bu bilge imparatoru.


Şems-i Tebrizi ile sohbet için de buraya tıklayın...


Yorumlar

  1. kesinlikle çok sevdim ve hemen bugün kitabını ediniyorum,başımıza gelen her olayın şöyle veya böyle bize kattıkları var mutlaka,en azından sabrımızın derinliğini, gücümüzün enginliğini ve sevgimizin sınırsızlığını görüyoruz...bazen bu sınama biz hasta yakınlarına mı, yoksa siz hastalara mı bilemiyorum...ama her iki tarafın da aklını başına getirdiği ve nefes aldığı her anın kıymetini bir kere daha hatırlattığı kesin...bunun için bile mevlanın bizden vazgeçmemiş olması çok özel...'Her canlı ölümü tadacaktır'...sanırım bizi ürküten ölüm değil ona giden yolda karşılaşmaktan korktuklarımız...sevdiklerimizi kaybetme korkusu da değil aslında, çünkü sevmek zaten gerektiğinde vazgeçmesini de bilmektir...herşeye rağmen şanslı insanlarız ki ölmeden evvel ölmeyi öğrendik ve her anın tadını çıkarma fırsatı verildi bize...

    Yine de naçizane bir önerim var...ölüm de hayatın kendisi kadar içimizde olsa da siteye ilk giren hastaların yada yakınlarının yorumlarda sürekli kaybedilen hastaları okuması can acıtıcı, ürkütücü...en azından benim için öyle olmuştu...hastalığı tanımaya çalışırken sürekli sinsi hastalık sevdiğimi elimden aldıyı okumak çok içimi acıtmıştı...bu site umutlarımızın yeşermesi için var...kayıplarımızı paylaşmamız da gerekiyor mutlaka ama belki biraz daha yumuşak...

    herşey için teşekkürler Ümit Bey...inşallah aldığınız dualar sizin için herşeyi kolaylaştıracak, bizim için de umutlar doğuracak...iyi ki varsınız...sevgiler (selda)

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle haklısınız. Bu ne zamandır beni rahatsız eden bir şeydi ve bir türlü elim varıp da yapamamıştım. Bu sabah, oturup Myeloma ile tanışma yazısındaki olumsuz yorumları temizledim ve yeni gelenler için ayrı bir sayfa hazırladım. Ümitsizliğe sürükleyen şeylere ihtiyacımız yok. Blog içinde dikkatimden kaçmış olumsuz yazı ve yorumlar varsa, bildirmenizi rica ediyorum.

    Bu arada, iyi dileklerinize çok teşekkür ederim. Ben bu blog ile görevimi yaptığımı düşünüyorum. Evrende mükemmel bir uyum var ve her şey olması gerektiği gibi oluyor sonuçta.

    Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  3. ÜMİT BEYCİM MERHABA !
    Marcus AURELİUS'la tanıştığıma sevindim !
    Gerçekten bilge bir kralmış !
    Hayatın sırrını yakalamış bir insan !Size de sonsuz teşekkürler..!Bizlere yapmış olduğunuz katkılardan ötürü!Bu bilge kraldan bize aktardığınız alıntılarda da sanki duygularıma tercüman oldunuz...Ben bu hastalıkla tanışmadan önce kendime ve gücüme öyle inanırdım ki...Sanki herşey benim kontrolümde olabilir gibi gelirdi.Ve bu hastalığın bana kattığı en önemli güzellik ve şans ta;gerçekten hayatın bir akışı var ve istesende o akışa engel olamıyorsun!Onun için her yaşadığımız dakikada...saniyede...halimize hep şükretmek...VE ne koşulda bile olursa olsun,hayatın tadını çıkarabilmek...NEDEN?Diyerek;Hayatı sorgulamadan elde ettiklerizle mutlu olabilmeyi öğrenmek...YANİ KENDİMİZİ O AKIŞA BIRAKMAK !Gerçekten buna ve bu söylediklerimin samimiyetine herkes inansın ki...Allahıma şükretmeden bir saniye geçirmiyorum...Ve ben böyle yaptıkça...İçimdeki pozitif enerji artarak sanki beni doğal yolla tedavi ediyor...Buradan Miyelom hastalarına...şifa bekleyen tüm hastalara acil şifalar diliyorum..!BOL POZİTİF DÜŞÜNCELİ GÜNLER...İZMİR'DEN SELAM ve SEVGİLER !!!

    YanıtlaSil
  4. Hastalığınızı fazla sahipleniyorsunuz. Bırakın...

    YanıtlaSil
  5. Bu Adsız dostumun yazdığı yorumu ( "Hastalığınızı fazla sahipleniyorsunuz. Bırakın...") çok düşündüm. Gerçekten ben hastalığı çok mu sahipleniyorum?

    Biliyorum ki, hastalığı sahiplenmek bir psikolojik hastalık. Kişiye bir statü ve amaç sağlıyor. Gerçekten ben de bunların peşinde olabilir miyim?

    Cevap veriyorum : HAYIR !.

    Bu blog'a sadece sorumluluk hissettiğim için bir şeyler yazıyorum. Yoksa hastalığı günlük hayatımdan çoktan çıkarttım ben. Hatırlamak bile istemiyorum.

    Ne bir statü edinmek peşindeyim ne de myeloma ile yatıp kalkıyorum. Bir belayı neden sahiplenmek isteyim ki.

    Ben sadece, batı ülkelerinde çokça görülen, bizim ülkemizde ise izine bile rastlanmayan "sosyal sorumluluk" ilkesi gereğince davranıyorum. Doktorların, tıp kurumlarının hastalara bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı, bu siteyi kapatamıyorum.

    Bana ne deyip, sırtımı dönüp gidemiyorum yani.

    Biliyorum, bu tavır bu memlekette enayilik olarak etiketlenir. Ceremesini de çekiyorum bazen.

    Ha, bir de vicdanım var tabii. Hastalığım esnasında bana yardım eden insanlar oldu. Bunu unutamam. Borcumu ben de başka insanlara yardım ederek ödüyorum.

    Bilmem anlatabildim mi, bana "bırakın" diyen değerli arkadaşım. Ben de sana, "bir ucundan da sen tut" diyorum.

    YanıtlaSil
  6. sizi takdir ediyorum

    YanıtlaSil
  7. Ümit bey sizin diğer hasta ve hasta yakınlarının deneyimlerini düzenli olarak takip ediyorum. Benim annem MM hastası. Adana'da kemoterapi sürecini Çukurova Üniversitesinde Doç Dr. Birol Güvenç takip etti. Ankara'da da Prof. Dr. Süleyman Dinçer ve ekibi tarafından altı ay aralıklarla iki kemik iliği nakli yapıldı.
    Şuanda durumu oldukça iyi... Kontrollerini de düzenli aralıklarla yapıyoruz.
    Öncesinde de hazırlamış olduğunuz blog'a annemin sürecini detaylı bir şekilde yazmıştım..
    Şimdi yazmamdaki amaç, sizden ve hazırlamış olduğunuz sayfadan annemle ilgilenen hocalara bahsettim.. Kendileri de "hematoloji.org.tr" sayfası hazırladılar ve orada da "benim hikayem" başlığı altında hasta ve hasta yakınlarının yaşadıklarını paylaşmak için bir blog oluşturdular... Benden size ve diğer MM hasta ve hasta yakınlarına ulaşmamı ve bu sayfayı haber vermemi istediler... Çünkü annemin hastalığı sürecinde sizden fazlasıyla yararlandığımı ve destek aldığımı biliyorlar...
    Size ve MM hastası olan herkese acil şifalar ve kolaylıklar diliyorum...

    YanıtlaSil
  8. Ümit Bey ÖNCELİKLE SİZİN VE TÜM MM HASTALARI VE YAKINLARININ GEÇMİŞ BAYRAMINIZI YÜREKTEN KUTLUYOR , HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLİYORUM !AMA buradan ''Hastalığınızı fazla sahipleniyorsunuz ''diyene bir çift laf etmeden duramayacağım....Lütfen beni bağışlayın! ama o kişi her kimse ??? Herhalde ''tuzu kuru ''derler ya !Öyle olmalı yada bazı şeylerin farkında değil !... Sizin gibi duyarlı ve sorumluluk sahibi ve de fedakar bir beyefendiye bu lafı ettirememmm !!!Çünkü en kötü günlerimde bana bu blogta güç verdiniz...gerektiğinde tüm mm hastalarına yardım ettiniz !!! Hem de kendinizde bir hasta olmanıza rağmen işinizi gücünüzü bırakıpta yaptınız bunu...BU HASTALIĞI ÇEKEN BİLİR !!!Ve bizim gibi MM hastaları ve yakınlarına moral ve umut ta veriyorsunuz bu blog aracılığı ile....Artık biliyoruz ki ;Bu hastalıkla Modern tıp mücadele edebiliyor !En azından...1- kontrol altına alınabiliyor...2-Moral ve pozitif düşünce bu hastalığa çok iyi geliyor...
    ÜMİT BEY ! Allah size sağlık ve huzurlar versin !Sizi gençliğinize ve sevdiklerinize bağışlasın !
    Herkese sağlıklı ve bol pozitif düşünceli günler diliyorum !!! elifinci1@superposta.com

    YanıtlaSil
  9. Annem MM hastası ve şuanda REVLİMİD isimli ilaça başladık. Bu ilacı kullanan veya bu ilaçla ilgili bilgisi olan varmı?
    Herkese acil şifalar,

    YanıtlaSil
  10. MERHABA ÜMİT BEY BEN 38 YAŞINDA BİR HASTAYIM VE SIKIBİR TAKİPÇİNİZİM SİZİN DENEMİMLERİNİZDEN ÇOK FAYDALANDIM.2008 YILINDA TEŞHİS KONDU VE TEDAVİYE BAŞLANDI EKİM 2008 DE KÖK HÜCRE NAKLİ YAPILDI. AYLIK DÜZELİ KONTROLLERİ AKSATMADAN YAPIYORUM NAKİLDEN SONRA TALİDOMİT,COMADİN VE PAMİTRONAT KULLANIYORUM İKİ AYDIR KAN TAHLİLLERİNDE IgG VE 24 SAATLİK İDRAR TAHLİLLERİNDEKİ DEĞERLER NERDEYSE HASTALIĞIN BAĞINDAKİ DEĞERLERE ULAŞMIŞ DURUMDA DOKTORUM BUNUN ÜZERİNE TEKRAR İLİK TAHLİLİ VE 24 SAATLİK İDRAR TAHLİLİNİ İSTEDİ EĞER BUNLARDA BU YÜKSELMELER DEVAM EDİYORSA 2. NAKİL KOZUNU KULLANABİLECEĞİNİ VE TALİDOMİT YERİNE ÜLKEMİZDEDE ECZANELERDE TEMİN EDEBİLECEK DURUMA GELEN REVLİMİD'E GEÇEBİLECEĞİMİ SÖYLEDİ BENİM SİZE SORMAK İSTEDİĞİM 2. NAKİL HAKKINDA BİR BİLGİNİZ VARMI ACABA

    YanıtlaSil
  11. Merhaba Aydın bey,

    Öncelikle sakin olun. Hastalığı ininden çıkarmak için neler yaptıysanız, aynı şeyleri yapmaya devam etmeyin. Endişelenmeyin, çünkü endişe hastalığı daha da azdırır. Dinlenin ve rahatlayın.

    İkinci nakil bilinen ve yapılan bir şey. Tabi ki olabilir. Fakat belki de nakle gerek kalmayacak. Revlimid ile halledeceksiniz.

    Bu hastalığı azdırmakla ilgili hastalarla bazı yazışmalarım oldu. Belki de onları yeni bir yazı olarak yayınlasam iyi olacak.

    Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil
  12. Ümite bey merhaba geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.Sizin göstermiş olduğunuz bu fadakarlığın sonucunda aldığınız dualarla iyileşeceğinizi umuyoruz.Bu hastalığı azdırmakla ilgili yazınızı bulamıyoruz yardımcı olursanız seviniriz...
    sağlıklı günler dileklerimle....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Lütfen isim vererek doktorları kötüleyen yorumlar yazmayınız ve/veya yakınlarınızın vefatını bildirerek diğer hastaların moralini bozmayınız.
Yorumlarınızın yazı konusu ile ilgili olmasına dikkat ediniz. Genel konulardan ya da durumunuzdan bahsedecekseniz yorumunuzu Forum-2 yazısının altına yazınız. BLOGDAKİ YAZILARI, YORUMLARI TAM OLARAK OKUMADAN SORU SORMAYINIZ. ARAMA KUTUSUNU KULLANARAK SORMAK İSTEDİĞİNİZ KONUDA DAHA ÖNCE YAZILAN TÜM YAZI VE YORUMLARA ULAŞABİLİRSİNİZ.

Mail adresimi bulup mail atanlar: Mail'e cevap vermiyorum. Lütfen soru ve düşüncelerinizi blogdaki açık forum sayfasına ya da ilgili konunun sayfasına yazınız.

Pazarlama mesajlarını silmek için yorumlar denetlenmektedir, bu nedenle yorumunuzun yayınlanması BİRAZ ZAMAN ALABİLİR. Lütfen sabırlı olun, yorumunuz mutlaka yayınlanacaktır.

Katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lenalidomid (revlimid)

Forum - 1

1-Multiple myeloma (myelom) ile tanışma