Ruhla ilgilenmek?...Ruh mu var?

Bu günkü Hürriyet gazetesinde bir haber var : Doktorlara acı vasiyet : Kanserden hayatını kaybeden doktor Aydemir Yalman, 1.5 yıllık tedavi süresinde yaşadıklarını kaleme aldı...

Meslektaşlarına hitaben yazdığı mektubunda bir hasta olarak hastaneye gittiğinde doktorların yüzüne bile bakmamasıyla şok yaşadığını anlatıyor ve ekliyor: “Doktora bir de hasta olarak gidin ve onların neler yaşadıklarını görün.”

İstanbul’un büyük üniversite hastanelerinden birinde kulak burun boğaz onkolojisiyle uğraşan bir doktordan randevu alan Yalman, tümör konseyinde yaşadıklarını şöyle anlattı: “İçeri çağrıldığımda orada bulunan hiçbir doktor bırakın geçmiş olsun demeyi, yüzüme dahi bakmadı. Doktorum filmleri negatoskopa yerleştirdi, herkes büyük bir dikkatle onları izledi ve ameliyatın ne derece radikal yapılacağı konusunda karar verdiler. En son olarak da radyasyon onkoloğu olduğunu sandığım hoca, o bölgeye radyasyon verebileceğini ama gözün zarar görme olasılığının yüksek olduğunu söyledi. Hakkımda bu kararlar alınıp, elime anestezi muayene kağıdı tutuşturulana kadar donmuş bir şekilde olanları izledim. Başıma gelenlerin şokunu yaşarken, bir de hastalanan doktor olarak ne kadar değersiz olduğumu düşündüm. Oysa onkolojiyle uğraşan doktorların ve sağlık çalışanlarının söyledikleri ilk söz, bu hastalıkta moral motivasyonun çok önemli olduğu değil midir?”

Bedeni zorlu radyoterapi ve kemoterapileri alırken ruhuyla kimsenin ilgilenmediğini anlatan Yalman’a bir sınıf arkadaşının tavsiyesi üzerine kanser hastalarıyla çalışan bir psikolog evinde terapi yaptı. Yalman yaşadığı hayal kırıklıklarını da bu psikoloğun cesaretlendirmesiyle kaleme aldı. Bu zorlu süreçte öğrendiklerini meslektaşlarıyla şöyle paylaştı:  

Bir hekimin hastasına, hele de kanser hastasına daha duyarlı yaklaşması gerektiğine inandım.

Her hastanın bir birey, bir insan olduğunun asla unutulmaması, en azından kendisiyle konuşurken yüzüne bakılması ve yazılı onam için yapılan bilgilendirmelerin gerçek anlamına uygun yapılması gerektiğine inandım. Doktor olmama rağmen kemoterapinin yapacakları açık açık anlatılmadığı için ilk tedaviden sonra panik atak geçirdim. 

Başta kanser hastaları olmak üzere, eğer mümkünse tüm hastalara psikolojik destek sağlanmasının çok önemli olduğunu anladım. Basit bir örnek verecek olursam, yazmaya başladığımda yaşadıklarımı tekrar hatırlamak beni çok rahatsız etti. Ama psikoloğum bunu yapabileceğimi defalarca söyleyerek beni yüreklendirdi ve sizlerle hastalık sürecimi paylaşabildim.

Doktorun hasta olarak bir doktora başvurmasının, hasta yakını olarak da hastanede bulunmasının önemini bir kez daha anladım. Böylece yapılan davranış hatalarını yaşayarak gözlemleyebilir.


Sayın Aydemir Yalman'a, Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bir hediye bırakarak aramızdan ayrılma nezaketini gösterdiği için de anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

  1. Bu yazıyı o kadar hissederek okudum ki, sanki bizim yaşadıklarımızı düşündüklerimizi anlatıyor.Bizim doktorumuz da Türkiye'nin önde gelen hematologlarından ama ne hasta ruhundan ne de hasta yakınının hissettiklerinden anlıyor,önemli konularda bile soru sormaya çekindik.Çoğu zaman değersiz hissettik kendimizi. Babamızı 1 hafta önce kaybettik,doktoruna hissettiklerimizle ilgili mail atmayı düşünürken bu yazı çıktı karşımıza Allah vicdanlı, hasta ruhundan anlayan doktorlarla karşılaştırsın insanı

    YanıtlaSil
  2. elinize, ruhunuza sağlık ümit bey..
    Mujgan

    YanıtlaSil
  3. ÜMİT BEY YAZILARINIZA DEVAM ETMEDİĞİNİZİ GÖRÜYORUM UMARIM İYİSİNİZDİR.

    YanıtlaSil

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lenalidomid (revlimid)

Forum - 1

1-Multiple myeloma (myelom) ile tanışma