Beslenmenin önemi

Myeloma tedavisinde beslenmenin öneminden sıklıkla bahsediyorum.Fakat bunlar farklı yazıların içinde bölük pörçük kaldı. Biraz toparlasak iyi olur.

İyileşmek istiyorsanız şunları yemeli – içmelisiniz:

Doğal gıdalar. Doğal gıda derken neyi kastediyorum: Tarım ilacına boğulmamış meyve ve sebzeleri  tabi ki. Maalesef artık bulmak zor ya da pahalı. Fakat mümkünse bildiğiniz yerlerden getirtin. (Tereyağı, süt mesela). Biliyorum pahalı ama bir süre organik gıda sertifikası olan ürünleri alsanız iyi olur. Özellikle ağır tedaviler görme aşamasında.

Kendi yaptığınız ekşi mayalı ekmek. Ununu, yerli tohumdan çekilmiş almalısınız. İnternette bulursunuz. Adresinize gönderiyorlar, pahalı değil. Ekşi mayayı bulamazsanız, kendiniz de yapabilirsiniz. İlk başlarda tıkız olabilir, vazgeçmeyin. Zamanla öğreneceksiniz. Ekmeklerin ne kadar doyurucu ve güzel olduğunu görüp şaşacaksınız. Ve fırın ekmeklerini yiyemeyeceksiniz. Ekmek birkaç gün geçtiğinde kendiliğinden küflenecektir. Küflü ekmek yemeyin tabi ki ama bu iyiye işaret.

Kendi yaptığınız yoğurt. Mayanız yoksa, ilk tencereyi probiyotik yoğurtla mayalayabilirsiniz. Sonra, bir sonrakinin mayası olacaktır. Mandıra sütü bulmanız gerekecek. (Kaynatın tabi ki).

Kemoterapi esnasında ASLA değil, ama iyileştikten sonra kendi yaptığınız kefir iyidir. Yalnız yoğun miktarda faydalı bakteri içerdiğini bilin. Turşu ve boza da öyle. Bunlar bağırsakların bozulan düzenini yerine koyar. İshallerden sonra gereklidir. (ya da ilaç alınır).

Paça çorbası. Çok besleyici ve kemikleri güçlendiricidir. Kışın güzel olur. Ama evde kendiniz yapın.
Tamamen temizlenmiş paça almanız lazım. Bazıları yarı temizlenmiş oluyor, uzak durun.

Et içeren tencere yemekleri. Fakat eti abartmayın. Fazla et de kanseri besleyen bir şey. Ama vücudun hayvansal proteine ihtiyacı var. (Yoğurdu bol tüketin).

Bol zeytinyağı. Yemeklerinizi zeytinyağı ile yapın.

Bol balık yiyin. Ama deniz balığı olsun. (Çiftlik balığı değil). Yağlı balıklar daha besleyicidir. Ama kızartmayın. Fırında yapın.

Bunlardan uzak durun:

Sigara ve içki. (Sigara kesinlikle yok, içki minimum miktarda ve bira gibi ağır olmayan içkiler. O da iyileştikten sonra.)

Şeker. Şeker kanseri besler. Hatta kanser yeterli şeker bulamaz ise, proteinden (etten) şeker yapmanın yoluna bile bakıyor. Tamamen kesemeseniz de, azaltın. (Sadece pancar şekeri). Ekmeğin de (karbonhidratlar) şeker olduğunu bilmelisiniz. Un ürünlerini azaltın.

Tuz, özellikle kortizon alırken çok zararlıdır. İyisi mi, azaltın.

Uzun süre dayanacak şekilde proses edilmiş et ürünlerini almayın, yemeyin. (Sosis, salam, sucuk.. vb.) İçlerinde bakteri üremesin diye aşırı miktarda koruyucu var. Sucuğu bildiğiniz bir kasap içine koruyucu doldurmadan yapıyorsa, ne ala…

Renkli ya da değil, kola, gazoz vb. meşrubatlar. (Meyveli sodalar da içilmemeli)

Yapay tatlandırıcılarla yapılmış her şey. (Yiyecek ya da içecek).

Cicili bicili ambalajlarda satılan her türlü gıda ürünü. (Cipsler, bisküviler..vb.) bunların içinde ciddi miktarda koruyucu madde var.

Genetiği değiştirilmiş ürünler. Artık maalesef ülkemizde denetim hak getire. (Bırakın denetimi, neredeyse yerli tohum barındırmak suç haline geldi). Hemen hemen tüm tohumlar GDO’lu. Özellikle mısır, buğday ve pirinç. Bunlardan uzak durun. Yerli tohumları araştırın. Anadoluda yerli tohumları korumaya ve çoğaltmaya çalışan, bunlardan üretim yapan işletmeler var. İnternetten onları bulup, sipariş verebilirsiniz. Hem de destek olmalısınız ki yerli tohumlar yaşasın.

Makarnalar da bu GDO'lu buğdaylarla yapılıyor. Dikkat edin.

Margarin. Asla yemeyin.

Aluminyum tencerelerden kesinlikle uzak durmalısınız. Emaye tencereleri de pek tercih etmeyin. Çelik tencere kullanın. Cam da sağlıklıdır. Plastik kapları da tercih etmeyin.

Kızartmalar. Az miktarda ve iyileştikten sonra.

Mikrodalga fırın asla kullanmayın. Eve sokmayın.

Bolca ilaçlanan meyveler. Özellikle üzüm. Elma, armut gibi meyvelerin kabuklarını yemeyin. Benim bünyem artık hızla kızararak tepki veriyor, oradan anlıyorum.

İçinde aluminyum olan deodorantları kullanmayın.


Ve diğer önemli bir konu:

Negatif insanlardan ve konulardan uzak durmaya çalışın.   Stress düşmanınızdır. Yaşama arzunuzu kaybetmemeniz, iyileşmeyi arzu etmeniz lazım. Eğer burada yazdıklarımı da uygularsanız hızla iyileştiğinizi göreceksiniz.

Unutmayın: İlk şart iyileşmeyi arzulamak. Yoksa, ne yapsanız boş, ne isterseniz onu yiyin.


NOT: Bu GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) konusu, tüm dünyada kanser patlamasına yol açtı. Buna rağmen çok uluslu şirketler, bu kadar insanı beslemek imkansız argümanına dayanarak bunu dünyaya dayatıyorlar. Yukarıda anlattıklarım sadece sizin için değil, tüm sevdikleriniz için geçerli. Siz dikkat edin ama çevrenize de bunları anlatın. Kanser inanılmaz bir hızla yayılıyor ve bu da işlerine geliyor.


Biliyorum, katkıda bulunmayı pek sevmiyorsunuz. Ama sizin de önerileriniz olabilir. Olmalı değil mi. Hiç yaşadığınız, öğrendiğiniz bir şeyler yok mu? Yazın da hepimiz öğrenelim.

Herkese sağlıklı bir kış diliyorum. Hasta olmamaya dikkat edin.


Yorumlar

  1. Sayın Ümit Bey;
    Yazınız kesinlikle çok faydalı.. Marketlerden paketlenmiş ürünler almayı bırakmalıyız. Sağlıklı yaşam içine girip keşfettikçe keyif veren bir hobiye dönüşüyor. İnsanın kaliteli beslenip bedenine saygı duymasının şüphesiz ki psikolojisi üzerinde de olumlu etkileri var.
    Herkese bol sağlıklı günler dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Babam 2011 yılından itibaren MM hastası. Kendisi yaz aylarında Adana'da yaklaşık 8 ay yaylada kalıyor ve bu onun ruhi hayatına hem de sağlığına iyi geliyor. Bunun yanında zerdeçal, zençefil ve balı her akşam bir çay altında karıştırıp yiyiyor.Şu anda nakil ve bir süre Revlimid sonrası hayatına ilaçsiz olarak devam ediyor. Bunun yanında kış aylarında Ekinezya, adaçayı, ıhlamur eksik etmiyor. Tabi yaylada ufak bir alanda hiç gübre kullanmadan tarımla uğraşmak da onu mutlu ediyor.

    YanıtlaSil

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lenalidomid (revlimid)

Forum - 1

1-Multiple myeloma (myelom) ile tanışma