Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kanser tedavisinde önemli bir yardımcı olarak müzik

Resim
Müzik, her zaman benim için hayatın en önemli ve en zevkli konularından biri oldu. Hayatım müzikle yoğrulmuş olarak geçti diyebilirim. Az ya da çok birçok enstrüman çalabiliyorum ki, bana bahşedilmiş büyük bir hediye olarak kabul ederim. Aslında müziğin gerçekte " ne " olduğunu, üniversite yıllarımda merak etmeye başlamıştım. Bir süre araştırıp karıştırınca, biraz da tuhaf bir şekilde (burada anlatmayacağım) müziğin şu olduğu bilgisine ulaştım: " Müzik, evrendeki uyumu anlama çabasıdır". Bu açıklama (bilgi mi demeli) beni büyüledi ve uzunca bir süre tatmin etti. Ta ki, felsefe ile yakından ilgilenmeye başlayıncaya kadar. İlk notaların Pisagor tarafından belirlendiğini, Bach'ın nota gamına son halini verdiğini, nota frekans aralıkları ile gök cisimleri (gezegenlerin) mesafesi arasında ilinti olduğunu felsefe bana öğretti. Okudukça daha çok öğrendim: Mesela dünyayı, var oluşu anlama yöntemi olarak sadece aklın değil, sezgilerin de kullanılması ger

Evde yapılan yoğurdun ve paça çorbasının önemi

Resim
Bildiğiniz gibi yıllardır yoğurdunuzu kendiniz (köy sütünden) yapın diyorum. Kutu sütleri içebilirsiniz ama yoğurt yapmakta kullanmayın, köy sütünü tercih edin. Sütü bir taşım kaynattıktan sonra, parmağı yakmayacak sıcaklığa kadar soğutun ve yine köy ürünleri satan marketlerden bulacağınız maya ile mayalayın. Doğal maya bulamazsanız, probiyotik yoğurt ile de mayalayabilirsiniz. Sonrasında her yoğurt, bir sonrakinin mayası olacaktır. Mayayı öldürmeden devam etmelisiniz. Aşağıdaki linkte , Dr. Yavuz Dizdar ile yapılan bir röportaj var. Kanser ile mücadelede paça çorbasının ve yoğurdun önemine dikkat çekiyor. (Ben şimdiye kadar ihmal ettim açıkçası ama bundan sonra daha sık içeceğim). Yavuz beyi takip etmenizi ve yazılarını gördüğünüzde bu blogda duyurmanızı rica ediyorum. Kanserin çaresi paça çorbası ve evde yapılan yoğurt Bu yazıda gerçekten çok ilginç ve önemli konular yer alıyor. Kanserin hücre ile ilgili olmayıp, bağ doku ile ilgili olması, kemoterapinin vücuda verdiği hasar

Transplantasyona uygun olmayan Miyelom hastaları için yeni tedaviler

Aşağıdaki linki tavsiye ediyorum... Transplantasyona uygun olmayan Miyelom hastaları için yeni tedaviler.. Meral Beksaç

Yeni ilaçlar ve teknolojiler

Volki uygun : Umit abi yeni ilaclar veya calismalar varmi takip ettiginiz? Valla Volki...Aslında çok çalışma var. En önemlisi Darxalex ki Kasım 2015'de yazmışım. Bu yeni ilaçlar önce Amerika ya da Avrupa'da kullanıma giriyor. Bizim bakanlık sonradan kullanıma izin veriyor. Oldukça gecikmeli olarak kullanıma girdiği için çok da yazmak istemiyorum aslında, çünkü ben bahsediyorum ama ilaç ortada yok...  Mesela, bildiğim kadarıyla Darzalex tedavisi daha başlamadı. Tabi her gelişmeyi, ilacı bilmem imkansız. Bilenler bu yazıya yorumlarıyla katkıda bulunursa sevinirim. Kanser ilacı geliştirme alanı maalesef çok büyük yatırımlar, ar-ge çalışmaları gerektiren ve aynı zamanda ilaç şirketleri için çok karlı" bir alan. Üniversitelerde doğan fikirler, araştırmalar, milyon dolarlar verilerek ilaç şirketlerince satın alınıyor ve ticari ürüne çevriliyor. Bir ar-ge çalışması, ilaç projesi haberi okusan bile, onun ilaca dönüşmesi, Amerikan ilaç idaresi (FDA) tarafından kabul edilmesi,

30 Ağustos zafer bayramı kutlu olsun.

Resim
Çok söze gerek yok... Önderimiz 93 yıl önce olacağı görmüş, bize de ne yapacağımızı anlatmış. Bayramımız kutlu olsun.  

İlaçlarınızı su ile alın

  Bu gün tam bir şişe maden suyu ile ilaçlarımı yutmaya hazırlanırken, uzun yıllardır evimize temizliğe gelen hanım beni uyardı: "Onunla içme, suyla iç!.." Sonra bir şeyler anlattı, biri kolayla içmiş de... bir şeyler olmuş...  Doğru mu söylüyor diye biraz interneti karıştırdım. Öğrendiğim şu: Sadece su ile ilaçları almak en iyisi. Hatta, ilaçları su ile almış olsanız da, ilaçlar emilene kadar meyva suyu ve meşrubat içmemekte de fayda var. Önce maden sularını okudum. Ben hepsini bazik olarak biliyordum. Biliyorsunuz, mide asidi cevval olanlar, maden suyu içerek onu yatıştırırlar. Bu bilgi büyük ölçüde doğruymuş fakat tam olarak değil. Bu konuda karar vermek için PH değerine bakılırmış. Sıfır ila 7 arası asidik, 7-14 bazik - alkalinmiş.  (Bu durumda yüksek PH değeri, mide asidini daha yatıştırıcı oluyor.) Tabi suyun içindeki maddelerin çeşidi ve miktarı da çok önemli. Bazıları ciddi soru işaretleri yaratan (florür gibi) elementler içeriyor. Evet maden suyu bir çok

Epigenetik ve çevresel faktörler

Popular Science (Türkçe) Şubat 2016 sayısında, "Yaşamın şifresini kırmak" başlığı altında son derece ilginç bir yazı var. Aslında, sayı henüz bayilerden kalkmadan alıp okuyun derim. Sn. Tuna Emren derlemiş. (Eline sağlık).  Yazı uzun. Genetik konusunda yapılan çalışmaları, insan genomu projesini anlatıyor. Yazının beni hastalığım dolayısıyla özellikle ilgilendiren kısmı ise, "Genlerdeki hayalet" bölümü. Bu kısımda,  yapılan çalışmalar sonucunda, bazı bitkilerin bile insandan daha fazla gene sahip olduğunun keşfedilmesinin bilim dünyasında sarsıntıya neden olduğu anlatılıyor. Öyle ya.. madem "eşref-i mahlukatız", en çok ve en iyi genler bizde olmalı… Neyse… Sonuçta, bir şempanze ile %98,9 oranında ortak gene sahip olup da, ondan neden bu kadar farklı olduğumuz sorusu üzerinde yoğun çalışmalar yapıldığı anlatılmakta. Genler, bir senfoni orkestrasında çalan müzisyenlere benzetiliyor. "Devreye girecekleri yeri biliyor, sıraları geldiğinde entrümanları

Forum - 1

Sorularınızı - yorumlarınızı (eğer blogdaki konular dışında kalıyor ise) buraya yazabilirsiniz. Bazı sayfalarda yorum sayısı o kadar fazla ki, okunamaz hale geldi. Dolayısıyla bu sayfayı (forum sayfası) açmak şart oldu. Yalnız lütfen blogu iyi okumadan soru sormayın . Bir çok kere cevaplanmış sorular tekrar tekrar soruluyor. Bu durumda tecrübeli hastalar ve hasta yakınları (ve ben) sorunuzu ciddiye alıp cevap yazmaz. ____________________________________________________

Bi tecrübe sabit...

Size yıllar içinde Myeloma ile ilgili olarak öğrendiğim - fark ettiğim önemli bir konuyu anlatmak istiyorum. Belki işinize yarar. Myeloma hücreleri (aslında tüm kanser hücreleri) en az bizim kadar zeki. Hatta öylesine zekiler ki, hücrenin gen yapısını değiştirip kendilerini ölümsüz kılabiliyorlar. Ve hatta batı ülkelerinde bunu nasıl yaptıklarına ilişkin önemli araştırmalar var. (Anlayın işin sonunu...) Demem o ki, myeloma ona saldırdığınızda, o da size saldırıyor. Siz ölürseniz, o da öleceğini biliyor. Aynı bedeni ister istemez paylaşıyoruz ve bir dehşet dengesi var. Onun istediği daha çok şeker (enerji) ve çoğalmak. Bize düşen onu sınırlamak ve kontrol etmek. İki tarafın uzlaştığı bir denge durumunu bulmak şart. Bunu yapabilirseniz, herkes kendi dünyasında yaşayıp gidiyor. Onunla başınız dertte ise, konuşmayı deneyin. Not: Bunları sevdiğim ve güvendiğim bir doktora (hematolog) anlattım. Gülümsedi ve "kesinlikle öyle" dedi.